40,2322$% 0.13
47,0410€% 0.34
54,1528£% 0.17
4.339,42%0,49
7.022,00%0,42
10.225,48%-1,28
4711009฿%-3.12072
Tarihin her döneminde Türkiye’nin konumu, kıtaları, medeniyetleri ve güç dengelerini bir araya getiren eşsiz bir mihenk taşı olmuştur. Bugünlerde ise ABD Temsilciler Meclisi’ne sunulan bir yasa tasarısıyla Türkiye’nin statüsünün “Avrupa ve Avrasya”dan çıkarılıp “Ortadoğu” kategorisine alınması konuşuluyor. Kimileri “Avrupa’dan atıldık” diye sızlanıyor, kimileri “Oh olsun” deyip kına yakıyor. Peki bu gelişmenin asıl anlamı ne? Türkiye gerçekten kaybetti mi, yoksa yeni bir çağın eşiğinde mi?
ABD’nin Tek Taraflı Sınıflandırması Ne Anlama Geliyor?
ABD Temsilciler Meclisi’ne sunulan yasa tasarısına göre, Türkiye artık “Avrupa ülkesi” değil, “Ortadoğu ülkesi” olarak değerlendirilecek. Bu teknik bir sınıflandırma değil; siyasi ve jeostratejik bir niyet beyanıdır. Bu karar, Türkiye’nin Batı eksenli politikalarını terk ettiği, Rusya, Çin ve İran gibi doğulu güçlerle daha sıkı ilişkiler kurduğu, Hamas’a destek verdiği, Doğu Akdeniz’deki dengeyi sarstığı gibi iddialara dayandırılıyor.
Bir başka ifadeyle ABD diyor ki:
“Türkiye bizim çizdiğimiz rotada yürümüyor, dolayısıyla Batı’dan dışlanmalı.”
Ancak bu yaklaşım, aslında Batı’nın ne kadar çaresiz kaldığını ve Türkiye’nin bağımsız duruşuna ne kadar tahammülsüz olduğunu gösteriyor. Türkiye artık emir alan değil, oyun kuran bir ülkedir. Bu karar, Türkiye’nin Avrupa’dan uzaklaşmasının değil, Batı’nın Türkiye’den uzaklaşmasının resmidir.
Avrupa’nın Kapıları Kapanıyormuş! Zaten Açık mıydı?
Birileri çıkıp “Avrupa Birliği’nin kapıları tamamen kapanır” diyor. Ne zaman açıktı ki? 1959’dan bu yana yarım yüzyılı aşan bir başvuru süreci, sayısız oyalama, çifte standart ve küçümseyici tutumlar… Türkiye, Avrupa Birliği’ne alınmamak için her seferinde yeni bir bahaneyle kapıdan çevrildi. Bizim için “müzakere süreci” Avrupa için bir “oyalama süreci”ydi.
Bugün bu kapının kapanması, bir hakaret değil; bir özgürleşmedir. Artık gözümüzü sürekli Batı’ya çeviren bir Türkiye değil, doğuya, kuzeye, güneye, tüm dünyaya bakabilen çok kutuplu bir Türkiye var.
Asıl Güç: Türk-İslam Birliği ve Turan Ruhu
Türkiye’yi Avrupa’dan dışlamaya çalışanlar, yeni bir medeniyetin doğduğunu farkında. Çünkü bu coğrafyada sadece Türkiye değil, tüm Türk Dünyası uyanıyor. Azerbaycan’dan Kazakistan’a, Türkmenistan’dan Kırgızistan’a kadar gönül coğrafyamızla aramızdaki bağlar her geçen gün güçleniyor. Türk Devletleri Teşkilatı artık sadece sembolik bir birlik değil; ekonomik, askeri, kültürel bir güç merkezi olmaya doğru ilerliyor.
Ve elbette yalnızca Türklük değil; İslam alemi de gözünü açıyor. Bugün Batı’nın sürekli düşmanlaştırdığı İslam ülkeleri, kendi kaderlerini belirleme iradesini ortaya koyuyor. Türkiye bu uyanışın merkezindedir. Kudüs’ten Kerkük’e, Kırım’dan Karabağ’a kadar uzanan bir diriliş hattının öncüsüdür.
Batı’nın Krizi, Türkiye’nin Yükselişi
Bu karar aynı zamanda Batı’nın kendi iç krizinin bir dışa vurumudur. Avrupa, demografik çöküş, liderlik zaafı, ekonomik durgunluk ve sosyal ayrışmalarla boğuşurken; Türkiye genç nüfusu, üretim gücü, savunma sanayi atılımları ve bölgesel etkisiyle büyüyor.
NATO’da ikinci büyük orduya sahip bir ülkenin Ortadoğu’ya itilmesi, Avrupa’nın değil; Türkiye’nin değer kaybettiği anlamına gelmez. Asıl panikleyen onlar. Çünkü Avrupa Türkiye olmadan hiçbir stratejik adım atamaz: Ne enerji koridorlarını yönetebilir, ne göç krizini çözebilir, ne de Rusya karşısında güvenliğini sağlayabilir.
Yol Ayrımında Değil, Yükseliş Eşiğindeyiz
Türkiye artık kendi eksenini kuruyor. Artık yön tayin eden bir milletiz. Bize doğu mu, batı mı diye soranlara verilecek tek bir cevabımız var:
“Biz kendi yönümüzü çizecek kadar köklü, kendi yolumuzu yürüyecek kadar güçlü bir milletiz!”
Artık Avrupalı olmakla övünmek yerine, Türk ve Müslüman kimliğimizle dünya sahnesine yön vereceğiz. Bizi kategorilere sıkıştıranlara inat, biz hem Asya’yız, hem Avrupa’yız, hem de İslam’ın bayraktarıyız. Biz Ne Doğu Ne Batı, “Önce Türkiye” diyoruz.
İster mum yakın, ister kına… Ama bilin ki; Bu karar, Türkiye’nin Batı’ya olan ihtiyacını değil, Batı’nın Türkiye’ye olan bağımlılığını ispatlamıştır.
Çünkü biz Türküz, çünkü biz Müslümanız… Ve çünkü biz hâlâ buradayız!
KAYMAKAM HASAN AKBULUT’TAN HALİL ERTUĞRUL’a VEDA ZİYARETİ