Serkan TORUN
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. ALLAH BİR DAHA BU MİLLETE İSTİKLAL MARŞI YAZDIRMASIN

ALLAH BİR DAHA BU MİLLETE İSTİKLAL MARŞI YAZDIRMASIN

featured
service

Haberi senin için okuyabiliriz


İstiklal Marşı, Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlık mücadelesini ve milletin milli ruhunu yansıtan en önemli sembollerden biridir. 1921 yılında kabul edilen bu marş, Türk milletinin kurtuluş savaşında verdiği mücadelenin anısına yazılmış olup, o günden bugüne bağımsızlığın, özgürlüğün ve ulusal birliğin en güçlü simgelerinden biri olarak kabul edilir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu ilkeleri ve değerleriyle bu denli özdeşleşmiş olan İstiklal Marşı, ülkemizin tarihinde ve toplumsal hafızasında çok önemli bir yere sahiptir.

İstanbul Barosu Olayı: Bir Sembolün Zayıflatılması mı?

Yakın zamanda İstanbul Barosu Genel Kurulu’nda yaşanan bir olay, bu sembolik anlamı yeniden gündeme getirdi. Divan Başkanı Bahri Belen’in İstiklal Marşı’nı okumaması ve bunu “ifade özgürlüğü” ile savunması, geniş bir kesimde ciddi tepkilere yol açtı. Türkiye gibi tarihi boyunca bağımsızlık mücadelesi vermiş bir ülkede, bu tür sembollerin hafife alınması ya da göz ardı edilmesi, toplumun geniş kesimleri tarafından milli değerlere karşı bir saygısızlık olarak değerlendiriliyor.

Bu olayın ardında yatan nedenleri anlayabilmek için birkaç boyuta dikkat çekmek gerekir:

1. İfade Özgürlüğü ve İstiklal Marşı: Bahri Belen’in İstiklal Marşı’nı okumama gerekçesi olarak ifade özgürlüğünü savunması, modern demokrasilerde tartışmaya açıktır. İfade özgürlüğü, kişilerin düşüncelerini özgürce açıklama ve kendilerini ifade etme hakkıdır. Ancak, bu özgürlüğün sınırları, özellikle toplumsal değerler ve ulusal sembollerle kesiştiğinde daha karmaşık hale gelir. İstiklal Marşı gibi semboller, bireysel özgürlüklerden öte, kolektif kimliğin bir parçası olarak algılanır. Bu nedenle, bireysel bir tercih olarak “okumama” kararı, toplumsal hafıza ve milli birlik açısından ciddi bir tartışma yaratır.

2. Toplumun Milli Değerlere Hassasiyeti: Türkiye, tarih boyunca birçok zor süreçten geçmiş, özellikle Kurtuluş Savaşı dönemi gibi ulusal mücadelelerle varlığını koruyabilmiştir. Bu nedenle, İstiklal Marşı gibi semboller, bir ulusun dirilişini ve varlığını hatırlatan güçlü anlamlar taşır. Baro gibi bir hukuk kurumunda, hukukun temeli olan bağımsızlık ve adalet kavramlarının sembolü olan bir marşın okunmaması, birçok kesim tarafından milli değerlere duyarsızlık olarak yorumlanmaktadır.

3. Baro’nun Rolü ve Sorumluluğu: İstanbul Barosu, Türkiye’nin en büyük barolarından biri olarak, hukuk devleti ilkesini savunan ve vatandaşların haklarını koruma misyonunu taşıyan bir kurumdur. Bu tür kurumlar, topluma öncülük ederken milli değerlere saygı göstermekle yükümlüdür. Bir hukuk devletinde özgürlüğü savunmak elbette baroların öncelikli görevidir. Ancak bu özgürlüğün çerçevesi, toplumun ortak değerleri ile uyumlu bir şekilde çizilmelidir. Bir ulusun bağımsızlık mücadelesini temsil eden İstiklal Marşı gibi semboller, baroların varlık nedenleri olan bağımsızlık ve adalet kavramlarıyla doğrudan ilişkilidir.

İstiklal Marşı ve Yeniden Yazdırma Endişesi

Mehmet Akif Ersoy, İstiklal Marşı’nı yazarken, “Allah bir daha bu millete İstiklal Marşı yazdırmasın” diye dua etmiştir. Bu dua, Türk milletinin bir daha bağımsızlık mücadelesi vermek zorunda kalmaması ve hürriyetinin sürekli olması temennisiyle dile getirilmiştir. Bugün hâlâ bu marşın yeniden yazılmaması için aynı temennide bulunmak, geçmişte verilen bağımsızlık mücadelesinin büyüklüğünü ve bugün sahip olduğumuz özgürlüğün değerini bir kez daha hatırlatır.

Ancak İstiklal Marşı’nı okumamanın ardında yatan gerekçeleri anlamaya çalıştığımızda, bu temenninin içini boşaltacak bir yaklaşımı da görmezden gelmemeliyiz. Bahri Belen’in tutumu, marşın içindeki bağımsızlık ruhuna karşı bir duruş değilse de, bu sembolün toplumdaki geniş anlamını yeterince takdir etmemiş olabilir. Bugün İstiklal Marşı’nı okumaktan kaçınmak, tarihten ders çıkarmayı ve bağımsızlık ruhunu yaşamayı küçümsemek anlamına gelebilir.

Milli Semboller ve Toplumsal Birlik

Milli semboller, bir ülkenin kimliğini, tarihini ve birlikteliğini ifade eder. İstiklal Marşı da, sadece bir şiir ya da marş değil, Türkiye’nin bağımsızlık mücadelesinin en önemli ifadesidir. Bu marşı okumamak ya da marşın anlamını göz ardı etmek, toplumsal hafızayı ve milli birliği zayıflatabilir.

İstanbul Barosu gibi önemli bir hukuk kurumunda böyle bir olayın yaşanması, ifade özgürlüğü ile milli değerler arasındaki hassas dengeyi yeniden düşünmemizi gerektiriyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığı ve hürriyeti, hukukun üstünlüğü ile birlikte korunur. Bu nedenle, hukukçuların bu tür sembollere sahip çıkması, sadece geçmişe değil, geleceğe de olan bağlılığımızı ifade eder.

Allah bir daha bu millete İstiklal Marşı yazdırmasın, çünkü bu marş, bir milletin en zor zamanlarında ayağa kalkma iradesini ve özgürlüğünü simgeler. Bu marşın yazılmaması için, onu okumaya ve yaşatmaya devam etmeliyiz.

ALLAH BİR DAHA BU MİLLETE İSTİKLAL MARŞI YAZDIRMASIN
Yorum Yap
Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

BasınPress ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin