“Hizmetin Siyaseti Olmaz: Toplumsal Uzlaşı İçin Ortak Zemin Arayışı”

8

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Siyasetteki kutuplaşma ve çekişmeler, ülkemizde uzun zamandır ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Özellikle devletin zirvesindeki kişiler ve kurumlar arasındaki uyumsuzluk, hem toplumsal bir gerginlik yaratıyor hem de kamu hizmetlerinin etkili şekilde sunulmasını engelliyor. Aydın’daki örnek, aslında bu kutuplaşmanın küçük bir yansıması gibi.

Bir ülkenin Cumhurbaşkanı, hangi siyasi görüşten olursa olsun, bir şehre hizmet getirdiğinde, o şehrin tüm temsilcilerinin bu hizmeti sahiplenmesi ve halk adına ortak bir tavır sergilemesi beklenir. Ancak maalesef, siyasi rekabet nedeniyle bu tür nezaket kuralları göz ardı ediliyor. Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun bu törene katılmaması, sadece bir kişi ya da partiye yönelik bir duruş gibi görünse de aslında o hizmetten faydalanacak halkın ortak çıkarlarına saygısızlık olarak algılanabilir.

Bu durum yalnızca bir partiyle sınırlı değil. CHP’den MHP’ye, AK Parti’den diğer partilere kadar her siyasi yapının, toplumsal hizmetlerde uzlaşı ve dayanışma göstermesi gerekiyor. Çünkü hizmetin ideolojisi olmaz. Yol, köprü, hastane, okul gibi altyapı ve hizmetler tüm vatandaşların ortak malıdır. Eğer siyasetçiler bu hizmetleri partilerinin veya kişisel çıkarlarının gölgesine indirgerse, halkın güveni sarsılır ve bu tür kavga ortamları giderek daha fazla yıkıcı hale gelir.

Bir yol önerisi:

1. Siyaset Üstü Ortak Zemin: Devletin her kademesindeki yöneticilerin, halkın ortak çıkarlarına yönelik konularda bir araya gelmesi sağlanmalıdır. Törenler ve açılışlar gibi etkinliklerde, muhalefet ve iktidar ayrımı yapılmaksızın, herkesin aynı masada oturabilmesi, vatandaşlara güven verir.
2. Halkın Taleplerine Saygı: Siyasetçilerin önceliği, kendi tabanlarını tatmin etmek değil, halkın genelini memnun etmektir. Bu yüzden hizmetleri kutuplaştırmak yerine, bunlara halk adına sahip çıkmaları gerekir.
3. Sorumluluk Bilinci: Her bir siyasetçinin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından aldığı yetkiyi halkın çıkarları doğrultusunda kullanması zorunludur. Bu yetkilerin kişisel kavgalara, kutuplaşmaya veya ideolojik çekişmelere alet edilmesi, anayasal ve toplumsal bir sorumluluk ihlalidir.